Plasentadaki Organik Kirleticiler Araştırmaları

İnsanlar daha rahim döneminde bile transplasental transfer yoluyla organik kirleticilere maruz kalmaktadır. Plasenta, bazı kirleticileri engelleyebilirken bazı büyük moleküllere sahip kirleticiler fetüse ulaşabiliyor. Kirleticilerin transferi fetüs için olumsuz etkileri olabilir. Fetüsler yetişkinlere göre kimyasal maddelere daha savunmasız olduğu için onların bağışıklık sistemleri ve detksifikasyon mekanizmaları tam olarak gelişmemiştir. Rahimde kalıcı organik kirleticilere maruz kalan yeni doğmuş bebekler için ciddi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu nedenlerden ötürü özellikle bilimsel toplulukların bu tür araştırmalara ilgisi artmıştır. Böylelikle kalıcı organik kirleticiler prenatal konsantrasyonlarını bildiren çalışmaların sayısı son yıllarda artmıştır. Plasenta, anne ve kordonun, hamilelik sırasında anneden fetüse bu kirleticilerin transferi süreçini, kalıcı organik kirleticilerin prenatal maruziyeti değerlendirmek için en yaygın matrisler hala net değildir.Ayrıca insanlarda plasenta, kordon ve anne arasındaki kalıcı organik kirleticiler dağılımı ve bölme oranları açıklayan çalışmalar az sayıda çok kıt ve sınırlıdır.


                                                                                                      Onur ŞAHİN
Devamını oku »

Derin Deniz Deşarjı

DERİN DENİZ DEŞARJI
“Alıcı ortamın yeterli arıtma kapasitesine sahip olduğunun mühendislik çalışmaları ile tespit edilerek alıcı ortamlarda denizin seyreltme ve doğal arıtma süreçlerinden faydalanarak atık suların sahillerden belirli uzaklıklarda deniz dibine boru ve difüzörlerle deşarj edilmesidir.”
                                                                                                              (SuKirliliğiKontrolYönetmeliği- Mevzuat:4)
Difüzör:
“Alıcı ortamlara verilen atıksu bulutunun seyreltilebilmesi amacıyla; atıksu borusunun ucuna eklenen ve çoklu bir jet akımı sağlayan özel bir donanımdır. “
(SuKirliliğiKontrolYönetmeliği- Mevzuat:4)
DENIZ DESARJI UYGULAMALARI

1- Deşarj Öncesi Atık su Arıtımı

Derin deniz deşarjı ile alıcı ortamlara doğrudan yapılan atık suların boşaltımından önce, öngörülen sınır değerlere kadar arıtmayı sağlamak gerekmektedir. Bu İşlem; Ön Arıtma’dır.
Mekanik arıtım: Çok küçük yerleşim birimlerinde atıksuların deşarjdan önce ızgaradan geçirilmesi önerilmektedir. Izgara sonrası kum tutucu olması deşarj terfi merkezindeki pompaların ve deşarj hattının ömrünü uzatacak ve bakım masraflarını azaltacaktır.

Biyolojik arıtım: Orta ve büyük şehirlerin atıksularına deşarj öncesi, aktif çamur, biyodisk, stabilizasyon havuzları başta olmak üzere çeşitli biyolojik arıtma yöntemleri uygulanmaktadır. Bu sistemlerde %85-95 oranında organik karbon giderimi sağlanmaktadır. Klasik aktif çamur sistemlerinde nütrient giderimi %30-45, stabilizasyon havuzlarında ise %40-50 aralığındadır. Bu yüzden nütrient gideriminin önem taşıdığı alıcı ortamlara deşarj öncesi nütrient giderimi de uygulanmalıdır.

Fiziko-kimyasal arıtım: Küçük ve orta büyüklükteki yerleşim birimleri ve endüstriyel atıksular için en çok uygulanan deşarj öncesi arıtım yöntemidir. Fizikokimyasal arıtma yöntemlerinin arazi ve enerji gereksinimi biyolojik sistemlere kıyasla daha azdır, sıcaklık değişimlerinden etkilenmezler ve istenildiğinde mevsimlik olarak çalıştırılabilirler. Fiziko-kimyasal arıtım ile %90 PO4, %30-40N, %70-80 BOI5 ve %50-90 ağır metal giderimi sağlanabilmektedir. Kimyasal arıtımda giderilemeyen askıdaki fosfor kimyasal arıtım sonrası hızlı kum filtresinde giderilir. Fizikokimyasal arıtımın bir dezavantajı fazla çamur evsel atıksular için biyolojik arıtıma kıyasla 1.5-2 katı fazla çamur çıkmasıdır.

Dezenfeksiyon: Atıksuyun deşarj edileceği alıcı ortam şartlarına bağlı olarak doğrudan, mekanik veya biyolojik arıtım sonrası atıksular dezenfekte edilerek alıcı ortama deşarj edilirler. Dezenfeksiyon için klorlama, ozonlama veya UV yöntemleri kullanılır.
Başlangıçta sadece mekanik ön arıtma birimlerini içeren arıtma tesisi nüfus artışı ve yatırım olanaklarına paralel olarak geliştirilerek belli bir süre sonra 2., gerekiyorsa 3. kademe biyolojik arıtma eklenebilir. Deşarj hattının uzunluğu deşarj öncesi yapılacak arıtma derecesine göre tasarlanır. Bu
yüzden atıksuların mekanik arıtım sonrası biyolojik arıtımdan da geçirileceği düşünülerek deşarj borusu uzunluğu sadece mekanik arıtım yapılması durumuna göre daha kısa tutulur. Herhangi bir nedenle biyolojik arıtım ünitesi devre dışı olduğunda deniz daha fazla kirlenir. Deşarj borusu uzunluğunun çok emniyetli seçilmesi durumunda bu tür riskler ortadan kalkar.

                                                           Deşarj Şartları
·         Denizin estetik görünüşünü bozan yüzücü katı maddeler ve yağ-gres, deşarjdan önce atıksudan ayrılmalıdır.
·         DDT, PCB, PCP, ağır metaller, solventler v.b. zehirli maddelerin kaynakta ayrılması yoluna gidilmeli, hiçbir şekilde atıksuya karışmasına meydan verilmemelidir.
·         İyi projelendirilmiş ve yeterince uzun deşarj hatlarında BOI, askıda katı madde, çözünmüş oksijen, tuzluluk ve besi maddeleri gibi kirlilik parametreleri fazla önem taşımamaktadır. Ancak hassas bölgelere deşarj edilen besin elementi yükü alıcı ortamda ötrofikasyona neden olabileceğinden dikkatle irdelenmelidir.

Su Kalitesi Standartları

Su kalite standartları, kıyı sularının kullanılma amacına göre değişir. Bu başlıkta sadece yüzme ve su sporları için kullanılan kıyı suyu kalite standartlarından söz edilecektir. Evsel atıksuların denize deşarjında deşarj hattı boyunun belirlenmesinde koliform mikroorganizma konsantrasyonu sınırlayıcıdır. Bu yüzden deşarj sisteminin ekonomik olarak projelendirilmesinde koliform standartları önemli rol oynar. Koliform standartları deniz suyunun halk sağlığı ve estetik bakımdan yeterli özellikte olması göz önüne alınarak belirlenir. Su kirliliği kontrolü yönetmeliğinde de minimum ilk seyrelmenin 40, deşarj derinliğinin 20m. olması öngörülmektedir. 
  
            DDD İzin Verilebilecek Atıksular ve Özellikleri

pH
6-9
Sıcaklık (oC)
35
Askıda katı madde (mg/l)
350
Yağ ve gres (mg/l)
10
Yüzer maddeler Bulunmayacaktır

BOI(mg/l)
250
KOI (mg/l)
400
Toplam azot (mg/l)
40
Toplam fosfor (mg/l)
10
Yüzey aktif maddeler (mg/l)
10

Derin Deniz Deşarjı İçin Uygulanacak Kriterler
1)    Sıcaklık
·         Denize deşarj edilecek suların sıcaklığı 35oC’yi aşamaz.
·         Deniz suyunun sıcaklığını Haziran-Eylül aylarını kapsayan yaz döneminde 1oC’den, diğer aylarda ise 2oC’den fazla arttıramaz.Denize deşarj edilecek suların sıcaklığı 35oC’yi aşamaz.
2)      Katı ve Yüzen Maddeler
Difüzör çıkışı üzerinde toplam genişliği o noktadaki deniz suyu derinliğine eşit olan bir şerit dışında gözle izlenebilecek katı ve yüzer maddeler bulunmayacaktır.
3)      Serbest Bakiye Klor
0.5 mg/l yi aşmamalıdır (su ürünleri yönetmeliği)

Deşarj Edilen Atıksuların Seyrelmesi

                  Deşarj, deşarj hattı üzerindeki tek noktadan  veya birkaç noktadan difüzörlerle yapılır. Atıksuyun yoğunluğu, alıcı ortamda dağılım yönünden kontrol edici parametredir.Deniz deşarjında atıksu yoğunluğu, ortamın yoğunluğundan daha azdır. Deniz suyunun yoğunluğu suyun g/l yoğunluğundan 1000 çıkartılarak elde edilir. Örneğin deniz suyu yoğunluğu 1024 g/l’dir. Deniz suyu yoğunluğu tuzluluk ve sıcaklığa bağlıdır. Atıksu yoğunluğu ise sıcaklık ve biraz da askıda katı konsantrasyonuna bağlıdır. Genellikle atıksuyun yoğunluğu deniz suyundan daha az olduğu için difüzörlerden deşarj edilen atıksu akımı yüzeye doğru çıkma eğilimindedir. Denizlerde sıcaklık ve tuzluluk farkından dolayı oluşan tabakalaşmalar nedeni ile daha derinlerdeki soğuk su katmanları, üst taraftan sıcaklığı daha fazla ve yoğunluğu daha düşük su katmanları tarafından örtülmektedir. Atıksuyun alt tabakalara deşarj edilmesi ile oluşacak atıksu-soğuk deniz suyu karışımının yoğunluğu üst katmanlardaki daha sıcak suyun yoğunluğundan fazla ise atıksuyun yüzeye çıkma olasılığı çok düşük olacaktır.bunun ötesinde su katmanları arasındaki tabakalaşma bu geçişini zorlaştıran faktör olmaktadır. Dolayısı ile eğer deşarj yapılan alıcı ortamda tabakalaşma varsa huzmeye girişim yapan ilk yoğun su daha az yoğun su ortamına yükselirken huzmenin yukarı doğru yüzebilirliği azalır. Bu yükseliş sırasında herhangi bir noktada huzmenin yoğunluğu ortam suyunun yoğunluğu ile eşitlenir, yükselme durur. Huzme orta denge yüksekliğine ulaşır. Şayet tabakalaşma azsa veya kış aylarında olduğu gibi hiç yoksa, huzme su yüzeyine kadar yükselir. Yakınalan olarak adlandırılan ilk karışma bölgesinin ötesinde, Uzak alan olarak tanımlanan bölgede atıksu ortam akıntıları ile taşınır ve difüzyonla seyrelir. Yakın alan ve uzakalanda gerçekleşen seyrelme mekanizması tamamen farklı olduğundan ayrı incelenmiştir.



 Yapılan bu çalışmalar neticesinde;
  • Ege- Akdeniz Bölgesi’nde 37,
  • Marmara Bölgesi’nde 26,
  • Karadeniz Bölgesi’nde 17, Adet Derin Deniz Deşarjı Sistemi bulunmaktadır.



                                                                                                    Onur ŞAHİN




Devamını oku »

Çevre Mühendisliği

Çevre Mühendisliği

Doğal kaynakların kullanımı ve insan sağlığını koruyarak çevre koşullarının yaratılması ile ilgili sorunlara çözüm oluşturan mühendisliktir. Mühendislik dediğimizde aklımıza gelen ilk mühendisliklerden olmasa da çevre ve insan geleceği için önemli bir mühendisliktir. Çünkü her geçen gün daha da kirletilen bu dünyanın bilinçli bir şekilde temizlenmesi çok önemlidir. Fakat buna rağmen ülkemizde hak ettiği saygıyı bulamayan mühendisliklerden biridir.

Geleceği Nedir?

               Son zamanlarda insanların çevre kirliliğine olan şikayetlerinin artması, endüstriyel üretimin artmasıyla fabrikaların çevreye verdiği kirliliğin artık daha da gözle görülür bir hal alması ve son olarak insanlar da çevre bilinci ve duyarlılığının artmasıyla gelecek için önemli bir mühendis olarak görülmektedir. Ayrıca gündemde olan Çevre Bakanlığının Çevre ve Şehircilik Bakanlığından ayrılma konusu gerçekleştiği takdirde de Çevre mühendisliğinin daha da gelişeceği şüphesizdir.


 Ne İş Yapar?

              Çevre Mühendisleri, her türlü çevre sorununa çözüm üretebilme yeteneğine sahiptirler. Bu yüzden çalışmalar yürüterek fabrika atıklarının arıtılmasını ve gerekli tesislerin kurulmasını sağlarlar. Ayrıca katı atıkların, içme ve kullanma sularının arıtılması ve su kaynaklarının geliştirilmesi, kent içinde hava kirliliği, akarsu, göl, deniz gibi su ortamlarının kalite sınıflamasını yaparlar ve çevre ile ilgili kanun ve yönetmelikleri yorumlarlar. Tüm bu çalışmaları genellikle kimya ve biyolojiden yararlanarak laboratuvarlarda ve bürolarda yürütürler.
Tüm bunların yanında çevre mühendisliği çok çeşitli alanlarda işbirliği yapmaktadır. Bu nedenle çevre mühendisleri başka meslek elemanları ile sıkı iletişim halindedirler.

Eğitim?

            Çevre mühendisliği okumayı düşünüyorsanız ya da bir çevre mühendisi öğrencisiyseniz eğitim hayatınızda dikkate almanız gereken bazı hususlara değineceğim.
Öncelikle bugün hayatımızın olmazsa olmazı olan İngilizce tüm mühendisliklerde olduğu gibi çevre mühendisleri için de çok önemli bir yer teşkil etmektedir. Elbette "İngilizcesiz olmasa olmaz mı?" diye düşünüyorsunuzdur. Şöyle söyleyelim ülkemizde bölümün iş sahasına baktığımızda genellikle fabrikalar olduğu görülmektedir. Fabrikalarında büyük bir çoğunluğu yabancı şirketlerle iletişim halindedir. Bu yüzden her ne kadar çabalayıp yönetimde söz sahibi olsanız da muhtemelen yabancı dil sorunundan dolayı son sözü söyleyen kişi olmakta engellerle karşılaşacaksınızdır.
Başka bir konudan baktığımız da diğer önemli konu "staj".  Öğrencilik hayatında "illa ki staj yapacak bir yer bulurum." düşüncesiyle hareket etmek yanlıştır. Her zaman için iyinin daha iyisi arayışında olmalısınız. Bu düşünceyle hareket ederseniz eğer ileri ki  zamanlarda iş konusunda daha rahat ve güçlü olursunuz. 
             "Eğitim?" başlığı altında diploma konusuna gelirsek eğer, ilk sorularınızdan biri "diploma puanı önemli mi?" olacaktır. Bu konuda pek çok kişinin farklı düşüncelere sahip olduğunu görürsünüz. Bunun nedeni çoğunlukla bölüm mezunlarının kariyer fırsatlarıdır. Ama bu soruya bir cevap ararsak en genel ve en sağlam düşünce elinden gelenin en iyisini yapmak olduğudur. Çünkü hayatınızda hiç ummadığınız fırsatlarla karşılaşacaksınız. Bu fırsatları değerlendirmenin en kolay yolu; fırsatlar için her zaman hazır olmaktır.


                                                                                                       Onur ŞAHİN

Devamını oku »

Vizyonumuz & Misyonumuz

Vizyonumuz

             Yazacağımız ya da yazmakta olduğumuz düşüncelerimizi, okurlarımızın değerli yorumlarından alacağımız ışıkla mühendislik kavramını daha da aydınlatarak farkımızı yaratacağız.

Misyonumuz

             Mühendis olmayı amaçlayan öğrencilerin, mühendis yönetenlerin, mühendis için çalışanlar ya da onlarla birlikte yaşayalar ve liberal bir eğitim arayışında olan ve ya mühendisliği bir çalışma sahası olarak gören öğrenciler için yazacağımız makalelerle biz mühendislerin dünyasını göstermeyi amaçlıyoruz.
             Bununla birlikte eğitim hayatımızda ve iş hayatımızda “Neleri yaparsak başarılı bir mühendis oluruz?” sorusuna da cevaplar üretmeyi hedefliyoruz.
Devamını oku »